28 Mart 2010 Pazar

BİR GÜN KALPTEN GİDECEĞİZ!





Bu Beşiktaş adamı kalpten götürür...


Aslında geçen sezondan da bu tür geri dönüşlere alışmıştık ama, bu olayın yaşandığı her yeni maçta, kalplerimiz ağızlarımızdan fırlayacak gibi oluyor desem yeridir. Neler oldu neler...


Ümit Karan, daha maçın başında bulduğu fırsatı değerlendirince 0-1 geriye düştük. Taraftar şoktaydı tabii. Bu şokun etkisi henüz geçmemişken, Ernst'in yaptığı hareket sonucu, kazanılan penaltıyı gole çevirmesini bildi Eskişehir takımı... Golü atan, yine Ümit Karan'dı... Ve tabelada yazan 0-2'lik skor, Şeref Bey'de soğuk duş etkisi yaratıyordu.


Beşiktaş, silkelendi ve duruma el koymaya karar verdi. Bu karar anından itibaren, adına yakışır şekilde "Karakartallar" gibi saldırıyordu Beşiktaş. Bu saldırının ilk sonucu ilk yarı bitmeden alındı. Nihat'ın ayağından gelen gol, tabelaya 1-2 şeklinde yansıdı... Elbette, golde büyük pay, sağ kanattan yaptığı ısrarlı bindirme ile Ekrem'e aitti.


İkinci yarıya umutla başladı Beşiktaş... Arka arkaya bulduğu pozisyonlar ile, Eskişehir kalesini abluka altına aldı takım. Bu akınların bir tanesinde, İbrahim Üzülmez, topu ceza alanına öyle bir kesti ki, kariyeri boyunca yaptığı en güzel orta buydu herhalde... Topa yükselen Fink kafayı vurdu, ancak Eskişehir'in dev kalecisi Ivesa inanılmaz çıkardı. Pozisyon sürdü... Yeniden yükselen topa bu kez Bobo çıkıp vurdu ve topu iğne deliğinden geçirerek skoru 2-2 yaptı.


Bu gol ile birlikte, tribünlerde yeniden hayata döndü. Akıl almaz bir destek başladı Şeref Bey'de... Çok geçmeden bu hummalı çalışma, meyvesini de verdi... Yine sol kanattan gelişen atak sonucunda, Bobo ile Holosko, Eskişehir defansı arasına sızdı. Bir o yöne bir bu yöne giden topa son dokunan Holosko, müthiş geri dönüşü ilan etti... 3-2!


Maçın genelini çok kısa değerlendirmek gerekirse, maça hızlı başlayan Eskişehir, sonra da bütün hakimiyeti eline alan Beşiktaş'tı. Bunda, futbolcuların pes etmemesi ve ilginç olacak ama, Mustafa Denizli'nin, Holosko ve Uğur İnceman'ı müthiş zamanlarda oyuna dahil etmesiydi. Bu iki müdahale, oyunun tüm çehresini değiştirdi. Maçın kırılma anı ise, oyun 0-2 Eskişehir lehine iken, Rüştü'nün çıkardığı inanılmaz kafa topuydu. Maçı döndüren hareket bile diyebiliriz onun için.


Hani geçenlerde, "Bir gelip bir giden şampiyonluk umudu" diye bir yazım vardı ya, sanırım temenniler, dilekler, hatta daha da ileri gitmek gerekirse, "kehanetler" gerçeğe dönüşmeye yakın.


Beşiktaş'a has, o bir türlü bitmeyen, tükenmeyen inanç, bence Holosko'nun ifadesinde gizli...



Hiç yorum yok: